DİĞER
“Periklis’in 1964 yazında aşk acısı sandığı duygu aslında derin bir yalnızlıktır. Periklis’in yalnızlığını o günün siyasetinden ayrı tutabilir miyiz? Homer’den Shakespeare’e, Cervantes’ten Murakami’ye kadar tüm yazarlar çağın ve coğrafyanın iç dünyadaki yankısına ve yarattığı çatışmaya bakarlar. Ben de elimden geldiğince onların izinden gidiyorum.”
"Her şeyden önce apartmanın kendisi oluştu zihnimde. İstanbul’da, Kuzguncuk’ta, 6-7 Eylül’ün izlerini taşıyan bir apartman… Apartmanın kapısı, merdivenleri, terası, terastaki bahçe zihnimde şekillenirken karakterler de yavaş yavaş dairelere yerleşti. Apartmanı karakterler kadar öne çıkarabildiysem ne mutlu bana!"
Yürümek, Aylak Adam'ın tahtına komşu olacak değerde bireyci ve iç bunalım romanıdır, üstelik iki cinsiyeti de kapsayarak ve dahası doğayı bir birey, kenti de bir birey ilan ederek...
Nermin Yıldırım, kalemini defterine dokundurmadan önce mutlaka kalbine değdirdiğini hissettiren duyarlılığıyla; yalnızca yetenekli ve özgün değil, vicdanının güzelliğiyle de farklı bir yazar...
Bugün, ortalığı kargalar kaplamış durumda. Gözaltına alınmış, tutuklanmış, hattâ henüz derdest edilmemiş insanlar daha yargı aşaması başlamadığı halde “suçlu” ilân ediliyorlar
Çember’e göre yapılan her şey, gidilen her yer paylaşılmalı, tüm odalarımız şeffaf olmalı ve ülkelerin meydanlarında, parlamentolarda, sahillerde, hastanelerde, sokaklarda bir gözetim mekanizması oluşturulmalı
© Tüm hakları saklıdır.